2. GÜN 7 Ekim 2012 GÖSTERMENİN VE BAKMANIN YÜCE SORUM(SUZ)LUĞU: DERİN DÜŞÜN-CE

Murat AKSER profil resmi

Kategorisi : Festival Günlüğü

Yayınlanma tarihi : 12.10.2012

Etiketleri : Derin Düşünce, 2012, Altın Portakal


Festivalde Ulusal yarışmanın ilk filmi olan Çağatay Tosun'un yönettiği DERİN DÜŞÜN-CE bir
Altın Portakal'ı daha skandalla başlattı. Annesi ölen ve mafya babasıyla tek başına kalan küçük
kız Derin'in sıradışı öyküsü en başta kız çocuk sahibi jüri başkanı Hülya Avşarı kızdırdı. Küçk bir
kız çocuğunu yetişkin bir kadın çerçevesi ile anlatımsal olarak konuşlandıran filmin yönetmeninin
yaptığı bu estetik yanlış ona sanatsal olarak pahalıya malolacak gibi gözüküyor. Ancak istenen
reklamın iyii kötüsü yoktur şeklinde bir anlayışla filmin tanıtımıysa bu da başarılmış oldu. Tam bir
haftadır tüm basın bu filmi konulur hale geldi, hem de daha izlemeden. Bunun ötesinde zaten film
yönetmemiş olduğundan jüri başkanlığı eleştiri altında olan Hülya Avşar'ın bir de yarışmada olan
bir film aleyinde uluorta yorum yapmasının garipliğini de katarsak Derin Düşün-ce festival tarihinin
unutulmaz filmleri arasında şimdiden girdi.
 
Filmin bakma, görmeve gösterme ile de değişik sorunsalları var. Örneğin anne rolünde olan ve çok
ciddi bir seslendirme sanatçısı olan Berrak Kuş'un (Nilay) filmin çoğunda çıplak geziniyor olarak
çerçevelenmesi pornografik bir etki yaratıyor. Küçük Derin'in de aynı annesini taklit eder biçimde
dolaşması ve filmin iki sahnesinde yarı-giyinik olması filme ve yönetmenine basında yeralan o ağır
ithamı da davet ediyor.
 
Bence filmin amacı sansasyon yada pornografi yapmak değil. Baba-oğul, anne-kız, kadın-erkek
arasında Freudçu bilinçaltı bazı cinsel dütrülerin sorgulanması istenmiş Ayrıca gerçek tacizcilerin
de her an sokakta aramızda olduğunu da gösteren ve eleştiren bir film. Düşünürsek Luc Besson'un
Leon filmi küçük Natalie Portman'ın kendinden yaşça büyük bir yetişkine aşık olaak gösterir ve
bunu çok başarılı olarak yapar. Herhalde Derin Düşün-ce'nin yapmak isteyip de yapamadığı bu.
Baba ve kız arasındaki ilişkiyi saf me masum olarak değil yetişkincesine çerçevelemesi hatası.
Anne-eş Nilay ve Tarık'ın (Hakan Gerçek) babası arasındaki garip cinsel-ölümcül ilişki havada
kalıyor. Tarık'ın katısız doyumsuzluğunu hiçbir kadın tatmin edemezken kızıyla yalnız kalarak
mutlu olması belki aşırı romantik bir çözüm ancak filme karşı da olacak saldırılara karşı savunmasız
bir son. Son onyılda başarılı dizilere ve Vali filmine imzasını atan Çağatay Tosun'u bamanın ve
göstermenin tüm sorumluluğunu idrak ederek yapacağı yeni filmleri bekliyor olacağız.
Bülten kaydı için tıklayınız